Çoğu kullanıcı, kendi posta sunucusunu kurmaya gelince korkar. Şu kavramlarla başlar: MX Kaydı, Alt Etki Alanı, A Kaydı ve Ters Etki Alanı Adı Sunucusu (rDNS). Kendi posta sunucunuzu kurmak genellikle 3 adımda gerçekleşir:
- Adım: Statik IP adresi talep etmek
- Adım: Alt etki alanı ve DNS ayarları için etki alanı sağlayıcısı bulmak
- Adım: Ters DNS için başvurmak (ayrıca PTR/rDNS Record)
Bu yazıda tüm bu terimlerin ne anlama geldiğini ve 3 adımda nelere dikkat etmeniz gerektiğini öğreneceksiniz.
- Adım: Statik IP adresi talep etmek
Sabit veya statik bir IP adresi, yani kısa bir süre sonra tekrar değişmeyen bir adres, bir posta sunucusu kurmak için önemli bir ön koşuldur. Bu, posta sunucusuna uzun vadede, örneğin geri bildirim amacıyla ulaşılabilmesi için önemlidir. Buna karşın, dinamik IP adreslerine sahip posta sunucularına artık hızlı bir şekilde ulaşılamaz, çünkü adından da anlaşılacağı gibi, IP adresi değişir.
Bunu daha çok herhangi bir geri bildirim istemedikleri için çoğunlukla spam gönderenler kullanır. Buna göre, dinamik IP adreslerine sahip posta sunucuları kötü bir üne sahiptir. Yani, statik bir IP adresi olmadan, posta sunucunuzun yanlışlıkla bir spam gönderici olarak listelenmesi riski mevcuttur ve bunun sonucunda, birçok spam filtresi dinamik IP adreslerinden gönderilen e-postaları doğrudan engellediğinden giden e-postalarınızın alıcılara ulaşmamasına neden olur.
Bu nedenle, emin olmanız gereken ilk şey, İnternet Servis Sağlayıcınızın (Internet Service Provider, kısaca ISP) daha sonra posta sunucunuzun bulunacağı konum için statik bir IP adresi sağlayabilmesidir. Bunu doğrudan İnternet sağlayıcınızdan talep edebilirsiniz.
- Adım: Alt etki alanı ve DNS ayarları için etki alanı sağlayıcısı bulmak
Statik IP adresini aldıktan sonra uygun bir etki alanı sağlayıcısı bulmanız gerekir. Bir etki alanına ek olarak (ör. www.mustermann.de), DNS ayarlarında değişiklik yapma seçeneği de olmalıdır. Bu çok önemlidir, çünkü bu fonksiyon olmadan posta sunucusunu kuramaz veya çalıştıramazsınız. DNS ayarlarında daha sonraki bir zamanda statik IP adresini posta sunucusunun adresine atamanız gerekir. Bir alan adı sağlayıcısına karar verdikten sonra, istediğiniz alan adı için başvurun.
Harici e-postaların e-posta sunucusuna ulaşabilmesi için e-posta sunucusunun da sabit bir web adresi ile kayıtlı olması gerekmektedir. Bu, bir alt etki alanı (alt etki alanı) ve bir MX kaydı oluşturarak yapılır.
Alt alanlar, bir alanı birden çok alana bölmek için kullanılır. Örneğin, bir mağaza (shop.mustermann.de), bir blog (blog.mustermann.de) veya bir posta sunucusu (mail.mustermann.de) için bir alt etki alanı oluşturabilirsiniz. İsimleri ayrı ayrı atayabilirsiniz. Posta sunucunuz için alt etki alanı oluşturduktan sonra, bunu posta sunucusunun adresi olarak ayarlamanız gerekir. Bunu yapmak için, DSN ayarlarında MX kaydı alanına yeni oluşturduğunuz “mail.mustermann.de” alt alanını girin. Son olarak, A kaynak kaydı ayarında, “mail.mustermann.de” alt etki alanının daha önce İnternet sağlayıcısı tarafından atanan statik IP adresini göstermesi gerektiğini belirtin. Yani, alt etki alanını IP adresine bağlıyorsunuz.
Kısa özet:
- Alt etki alanı işlevi ile etki alanınızı alt bölümlere ayırır ve posta sunucunuza bir alan atarsınız.
- MX kaydı ile, posta sunucusunun alt etki alanını, yani adresini belirtirsiniz.
- A kaynak kaydı ile alt etki alanınızı önceden atanmış IP adresiyle ilişkilendirir ve böylece posta sunucunuzun nerede olduğunu gösterirsiniz.
Posta sunucusu kurulumu: A kaydı bir IP adresine çözümlenir
- Adım: Ters DNS için başvurmak (ayrıca PTR/rDNS Record)
Üçüncü ve son adımda, İnternet sağlayıcınızdan bir ters DNS talep etmeniz gerekir. PTR girişi (ters DNS) ile İnternet sağlayıcınızdan statik IP adresinizin gerçekten satın aldığınız etki alanında olduğundan emin olması istenir; ör. “www.mustermann.de” veya “mail.mustermann.de”. Bu nedenle, posta sunucusu için ayarladığınız alt etki alanınızın statik IP adresini işaret ettiğini belirtmek için A kaynak kaydını kullanırken, bunun da diğer uçtan İnternet sağlayıcısı tarafından ayrıca belirtilmesi gerekir. Yani tamamlayıcı adım, size atanan IP adresinin alt etki alanınızı, yani e-posta sunucusunu göstermesidir.
Adım 3 için ön koşul, elbette 2. adımda anlatıldığı gibi bir etki alanı ve bir alt etki alanı oluşturmuş olmanız ve DNS ayarlarında gerekli değişiklikleri yapmış olmanızdır.
rDNS talep edilmesi: PTR kaydı bir etki alanına çözümlenir
NAS ile kendi posta sunucunuzu oluşturmak
Bir NAS sunucusunu (Network Attached Storage= Ağa Bağlı Depolama) sadece SMB bağlantıları oluşturmak, Microsoft 365 yedeklemeleri veya VPN sunucusu olarak değil, aynı zamanda bir posta sunucusu olarak da kullanabilirsiniz. Kendi NAS’ınıza sahip olmak, özellikle veri koruma ve e-postalar gibi son derece hassas konular göz önüne alındığında, genel bir bulutta bir posta sunucusunu barındırmaya iyi bir alternatiftir. Çünkü bir NAS ile verilerinizi başka birinin sunucularında bir yerde değil, yerel olarak kendi NAS’ınızda depolarsınız.
Ayrıca, profesyonel bir kullanıcı olarak, kendi yerel posta sunucunuzu kurmanızı sağlayan Synology’den bir NAS ile kendi DNS sunucunuzu çalıştırabilirsiniz. Artık etki alanı sağlayıcılarına bağlı değilsiniz. DNS ayarlarında, A kaydında, alt etki alanında, MX kaydında değişiklikleri artık etki alanı sağlayıcısıyla değil, doğrudan NAS’ınızda yapabilirsiniz. NAS’ınızdaki alt etki alanını kurduktan ve adresi IP adresine atadıktan sonra, İnternet sağlayıcınız her zamanki gibi gerekli, tamamlayıcı adımı takip etmelidir. İnternet sağlayıcınızdan bir PTR girişi için başvurduğunuzda, size atanan statik IP adresinin aslında alt etki alanınızı, posta sunucusunu işaret ettiğini belirlerler. Synology App MailPlus‘ın sezgisel kullanıcı arayüzü ile oluşturma, yönetim ve kullanım süreçleri çocuk oyuncağı haline gelir.
Posta sunucum için ne kadar depolama kapasitesine ihtiyacım var?
Bir posta sunucusu için gerekli depolama kapasitesini hesaplamak amacıyla basit bir formül mevcuttur:
Kendi posta sunucunuzu oluşturmak için gereken depolama alanını hesaplama formülü
Örneğin, MailPlus sunucusu 100 kullanıcıyı destekleyecekse hesaplama şu şekilde olur:
100 (kullanıcı sayısı)
* 100 (ortalama gelen ve giden e-posta sayısı/gün)
* 300 KB (bir e-postanın ortalama boyutu)
* 1.095 (üç yıldaki gün sayısı)
= 3,06TB
Böylece üç yılda 100 kullanıcının depolama alanı tüketimi 3,06 TB civarında olacaktır.
Bir SSD ön belleği mantıklı mı? Ve eğer öyleyse, ne kadar büyük olmalı?
Bir SSD ön belleği, sık kullanılan verileri hızlı bir şekilde çağırmak söz konusu olduğunda her zaman bir avantajdır. Bir SSD ön belleği genel olarak tüm verilerin işlenmesini artırır. Örneğin MailPlus gibi posta sunucuları mesajları düzenli olarak alıp yazdığından, küçük dosyaların doğrudan okunup sürücüye yazılması sorunsuz işleme için idealdir. Fakat, birkaç kullanıcı aynı anda e-posta alır ve yazarsa bu, sistemi hızla aşırı yükleyebilir. Sonuç: e-postalar artık sadece yavaş yüklenir. Bu, ilave bir SDD takılarak ve Synology’nin SDD ön belleği kullanılarak önlenebilir. Böylece posta sunucusunun genel performansı ve hızı iyileştirilecektir.
Bir SSD ön belleği için en uygun boyut, birimde sık kullanılan verilerin hacmine bağlıdır. E-posta hizmetleri de dahil olmak üzere sık kullanılan veriler, toplam depolama alanının yaklaşık %3-6’sını oluşturabilir.
Aşağıdaki bu bağlamda bir örnektir: 1 TB’lık bir e-posta depolama alanında, sık erişilen verilerin boyutu büyük olasılıkla: 1.024 GB*%6 = 61,4 GB’dır. Sorunsuz çalışmayı sağlamak için SSD ön belleğinin gerçek boyutu, sık kullanılan verilerin tahmini boyutunun yaklaşık iki katı olmalıdır. Dolayısıyla, yukarıdaki örneğe göre ideal ön bellek boyutu: 61,4 GB * 2 = 122,8 GB’dır.
Özet
Kendi e-posta sunucunuzu kurmak için ilk adım internet sağlayıcınızdan statik bir IP adresi talep etmek, ikincisi e-posta sunucusu için bir alt etki alanı oluşturup gerekli DNS ayarlarını yapmak ve üçüncüsü ise internet sağlayıcısından ters DNS talebinde bulunmaktır. Daha sonra posta sunucusunu bir bulut sağlayıcıyla veya özel olarak evde kendi NAS’ınızda barındırabilirsiniz.
Synology’nin NAS modelleri ile küçük uygulama senaryolarından birkaç bin posta hesabı içeren büyük kurulumlara kadar tüm kullanım senaryoları uygulanabilir. Örneğin, SSD önbelleği olmayan DS220+ modelinin kapasitesi, MailPlus’a aynı anda erişseler bile 50 kullanıcıya kadar yeterlidir. Alt tarafında iki ek M.2 bellek yuvası (SSD önbelleği) bulunan DS920+, SSD ön belleğinden vazgeçmek istemeyen ve 100 kullanıcıya kadar posta çözümü sağlamak isteyenler için idealdir. Büyük kuruluşlarda olduğu gibi binlerce kullanıcıyı yönetmek için Synology, RS4021xs+ gibi xs/xs+ serisi modeller sunar.